BAŞARIYA İLK ADIM: HAYATTAKİ AMACIMIZI BİLMEK!
BAŞARI NEDİR?
“Bilmediğin bir şeye ulaşamazsın.”
Başarılı olmak isteyen birçok insanın sorunu, giriştikleri işlerde başarılı olamamalarıdır. Bu gibi insanların sorunlarının temelinde, başarı kavramını yanlış anlamaları yatmaktadır. Maltbie D. Babcock’un söylediği gibi: “Yapılan hatalardan en önemlisi, başarının, zeki insanlara özgü olan mucizevi bir şeymiş gibi anlaşılmasıdır.”
Başarıya Geleneksel Bakış
“Başarı nedir? Neye benzer? Başarılı bir insan olmak ne demektir?” Bu sorulara verilen cevaplar, insanların zihninde başarının ne olduğu hakkında belli belirsiz bir resim oluştururlar:
- Bill Gates’in serveti
- Arnold Schwarzenegger’in veya Marilyn Monroe’nun fiziği.
- Albert Einstein’in zekası.
- Michael Jordan’ın atletik meziyetleri.
- Walt Disney’in hayal gücü.
Bazı özelliklerinin bu insanları başarıya ulaştırması, bizi, bu tip şeylerin başarıya götürdüğüne inandırıyor. Birçoğumuz, başarılı birisine benzermenin başarının kendisi olduğuna inanırız ve önemli bir şeyi de gözden kaçırırız: Kendimiz olmayı. Onlar gibi olmaya çalışırsak, kötü bir kopya olmaktan öteye geçemeyiz.
Başarıya Doğru Bakış
Başarı:
- Hayattaki amacını bilmektir.
- En yüksek bireysel potansiyele ulaşmaktır.
- Diğer insanlara faydalı olacak tohumlar ekmektir.
HAYATTAKİ AMACIMIZI BİLMEK
Hiçbir şey, hayattaki amacımızı bilmek kadar önemli değildir. Amacımızın ne olduğunu keşfetmek için aktif bir çabaya girmezsek, hayatımızı yanlış şeylerin peşinden giderek harcarız.
Amacımızı tanımlamak ve belirgin bir hale getirmek için kendimize bazı soruları sormalıyız:
- Neyi arıyorum? Hepimiz, kalplerimizde güçlü arzular ve duygular taşırız. Bazı insanlar henüz bir çocuklarken, ileride ne olacaklarını bilirler; bazılarının ise ne olacaklarını keşfetmeleri hayatlarının yarısını alır. Önemli olan, bir amacımızın olduğunu bilmektir, ihtiyacımız olan da onu bulabilmektir.
- Niçin yaratıldım? Hepimiz farklıyız. Hepimize bahşedilmiş olan yetenekler, bilgiler ve tabii ki farklı gelecekler var. Hayatta yapabileceğimiz en büyük hata, bir başkası gibi olmaya çalışmaktır. Etraflıca düşündüğümüz zaman, benzersiz yeteneklere, kaynaklara ve fırsatlara sahip olduğumuzu fark ederiz. Eğer, bunları tanır ve kalbimizin arzularını keşfedebilirsek, hayatımızın amacını bulmamız da çok kolay bir hale gelir.
- Potansiyelime inanmalı mıyım? Doğal bir potansiyelimiz olduğuna inanmıyorsak, ona ulaşmak için bir çaba göstermiyoruz demektir. ABD başkanlarından Roosevelt: “Nerede olursan ol, ne yaparsan yap. Yapabildiğini yap, sahip olabildiğine sahip ol. Eğer, hayatının amacını göremezsen, hayattan hiçbir şey bekleyemezsin” demiştir.
- Ne zaman başlamalıyım? Bazı insanlar günlük olarak yaşarlar ve hayatlarına başkalarının müdahele etmesine izin verirler. Hiçbir zaman, hayatlarının gerçek amacını sorgulamazlar. Diğerleriyse, hayatlarının amacını bildiklerinden, başkalarının onlara müdahele etmesine asla izin vermezler. Ancak onlar da hedefe doğru yürümeye başlayabilmek için bir ilham ya da izin veya davet beklerler. Eğer bu bekleme işi çok uzun sürerse de hiçbir zaman harekete geçmezler. O zaman “Ne Zaman Başlamalıyım?” sorusunun cevabı : “Hemen, şimdi!” olmalıdır.
Bir sonraki konu olarak “En Yüksek Bireysel Potansiyele Ulaşmak” için gereken şeyleri konuşacağız.
Sizin başarınıza…
Kaynak: John C. Maxwell, Başarı 101, “Bölüm 1″ (İstanbul: Arıtan Yayınevi, 2011)
alıntı adresi: www.harat.net
HİÇ KİMSE TEK BAŞINA BAŞARAMAZ!
EKİP ÇALIŞMASI NEDEN ÖNEMLİDİR?
“Bir” rakamı büyüklük elde etmek için çok küçük bir rakamdır.
Ekip Çalışmasının Değeri
- Ekip ya da takım çalışması bir bireyin ortaya koyabileceğinden daha fazla kaynağı, fikri ve enerjiyi ortaya koyar.
- Ekip çalışması liderin potansiyelini daha çok ortaya koyarken, zayıflıklarını daha önemsiz kılar. Halbuki bireylerin güçlü ve zayıf yönleri daha çok ortadadır.
- Ekip çalışması, herhangi bir ihtiyacın karşılanması veya bir hedefe ulaşması sırasında birden fazla bakış açısına sahip olmayı gerektirir. Böylece her durum için birçok seçenek yaratılır. Halbuki, bir bireyin probleme bakış açısı, nadiren bir ekibin görüşü kadar engin veya derin olabilir.
- Ekip elemanları, kazanılan zaferin mutluluğunu paylaşırlar. Kaybettiklerinde ise, karşılaşacakları suçlamaları hep birlikte göğüslerler. Böylece alçakgönüllü olmayı ve gerçek birliği öğrenirler. Halbuki bireyler yenilginin ve zaferin sonuçlarını tek başlarına yaşarlar. Bu ise, onların egolarını kabartır ve bazen de başarısızlık duygularıyla mücadele etmek zorunda kalırlar.
- Ekip üyeleri liderlerine bağlıdırlar ve ulaşacakları hedeflerinden onu sorumlu tutarlar. Halbuki tek başına çalışan birey, hedefini istediği gibi değiştirebilir.
- Bir ekip, bir bireyin yapabileceğinden daha fazlasını gerçekleştirir.
Neden Tek Başımıza Başarmak İstiyoruz?
1. EGO: “Daha fazla sayıda tabağı havaya atıp da çevirmek bir marifet değildir. Çünkü bu, o tabaklardan birisini yere düşürme olasılığınızı arttırır.” Öyleyse işin aslı, her şeyi tek başınıza başarmak değil, bunu yapamayacağınızın farkına ne kadar kısa sürece varıp varmayacağınızdır.
“Başka insanların sizin daha iyi bir iş ortaya çıkarabilmenize yardım edeceklerinin farkına vardığınızda, kişisel gelişiminizde önemli bir adım atmış olursunuz” (Andrew Carnegie) Gerçekten büyük bir başarı elde edebilmek için, egonuzdan vazgeçmek ve takımın parçası olmak zorundasınız.
2. GÜVENSİZLİK DUYGUSU: Bazı bireyler diğer insanlara güvenmediklerinden ekip çalışmasına dahil olamazlar.
Liderlerin çevrelerine zayıf kişileri toplamalarının tek nedeni, yönetimlerinin zayıf veya zekalarının yetersiz olması değil, insanlara yeterince güvenmemeleridir.
Eski ABD Başkanı Wilson: “Amacımız, sahip olduğumuz beyinlerin tümünden faydalanmak değil, ödünç alabileceğimiz beyinlerden faydalanmayı bilmektir.”
3. SAFLIK: Danışman John Ghegan’ın masasında şöyle bir yazı durur: “Yeniden deneme şansım olsaydı, başkalarından yardım alırdım.” İşte bu söz, ekip kurmakta başarısız olan insanların duygularını en güzel biçimde yansıtmaktadır.
4. SİNİR DURUMU: Bazı kişiler dışa dönük değillerdir ve bunlar takım çalışmasını akıllarına bile getirmezler. “Hiç kimse tek başına, bir ekibin başardığı işi yapamaz. Birbirimize ihtiyacımız vardır. Sizin birisine ihtiyaç duyduğunuz gibi, bir başkası da size ihtiyaç duyabilir. Birbirimizden uzakta, adalarda yalnız yaşamıyoruz. Ekip çalışmasını hayatımızın merkezine oturtabilmemiz için, bunun nasıl yapıldığını öğrenmek ve bu nedenle de birbirimize yaslanmak ve destek olmak zorundayız. Ayrıca birbirimizle daimi ilişkiler kurmak, karşılıklı olarak alışveriş içinde olmak, hatalarımızı itiraf etmek, bağışlamak, kollarımızı açarak birbirimizi kucaklamak ve birbirimize güvenmek gerekir. Hiçbirimiz tek başımıza çok şey olamadığımız için, yani kendimize yetemediğimiz ve herkesin üstünde üstün güçlere sahip olmadığımız için, sanki böyleymiş gibi davranmaktan vazgeçmeliyiz. Böylesine aptalca bir rolü oynamasak bile, hayat bizim için yeterince yalnızdır zaten. O halde oyun bitmiştir.”
Her şeyi kendisi başarmak isteyen bir insan için oyun gerçekten bitmiştir. Büyük işler başarmak istiyorsanız, başkalarıyla bağlantı kurmanız gerekir. Çünkü, “BİR” rakamı, büyük şeyler başarmak için çok küçük bir rakamdır.
Kaynak: John C. Maxwell, Ekip Çalışması 101, “Bölüm 1″ (İstanbul: Arıtan Yayınevi, 2010)