ANA ANAHTAR SİZSİNİZ

Daha İyi Bir Geleceğin Anahtarı Kendinizsiniz

Geleceğinizi etkileyebilecek faktörler içinde en güçlü olanı kişisel gelişimdir. Satış artışından, kâr artışından, varlık artışından da bahsedebiliriz; ama bunların hiçbiri, büyük olasılıkla, kişisel gelişim olmadan gerçekleşmeyecektir. Bu, gerçek anlamda her şeye açılan kapıdır. Aslında, şu çok önemli sözü ezberlemenizi istiyorum: “Daha iyi bir geleceğin anahtarı KENDİNİZsiniz.”

Bu sözü, banyo, mutfak, ofis gibi her gün görebileceğiniz bir yere asın. Daha iyi bir geleceğin anahtarı KENDİNİZsiniz. Yaşadığınız her gün bunu hatırlamaya çalışın ve bunu düşünün. Ana anahtar SİZsiniz.

Daha iyi bir gelecek için yardımcı olacak pek çok şey var. Güçlü, dinamik ve geleceği olan bir şirkete mensupsanız, bunun yardımı olur. Şirketin gurur duyduğunuz iyi ürün ve hizmetleri varsa, elbette bu da faydalıdır.

İyi satış desteği varsa, bunun yardımı olur; iyi eğitim de mutlaka etkilidir. Güçlü bir liderlik varsa, bunun kesin etkisi olur. Bütün bunlar yardımcıdır ve elbette fırtına çıkmazsa da iyi olur. Arabanız bozulmazsa, yardımı olur. Çocuklar hastalanmazlarsa, yardımı olur. Komşular az buçuk uygar davranırlarsa, yardımı olur. Akrabalarınız sizi rahatsız etmezse, yardımı olur. Çok soğuk ya da çok sıcak değilse, bütün bunlar, daha iyi bir gelecek için yardımcı olur. Ekonomide istikrar sağlanırsa, yardımı olur.

Bu listeyi epey uzatabiliriz; fakat şunu unutmayın ki biraz önce sıraladığım unsurlar ve daha pek çok şey, hepsi bir araya geldiğinde dahi, daha iyi bir gelecek üzerinde önemsiz bir role sahiptir.

Daha iyi bir geleceğin anahtarı kendinizsiniz. Zihninizi tamamen buna odaklayın. Bay Shoaff, kendisine ne zaman “Ortalama gelirin üzerinde kazanç sağlamayı nasıl başarıyorsunuz?” diye sorulsa, “Basit. Ortalamanın üzerinde bir insan olarak. Kendini geliştir,” diye yanıt verirdi. Bay Shoaff, “Ortalamanın üzerinde bir tokalaşma biçimi geliştir,” derdi. “Pek çok insan, başarılı olmak ister ve tokalaşma şekilleri üzerinde çalışmaz bile. Başlamak bu kadar kolayken, onlar işi oluruna bırakırlar. Anlamıyorlar,” derdi. “Ortalamanın üzerinde bir gülümseme geliştirin. Ortalamanın üzerinde bir heyecan geliştirin. Ortalamanın üzerinde bir kendini adama duygusu geliştirin. Başkalarına karşı ortalamanın üzerinde bir ilgi geliştirin,” derdi. “Daha fazlasına sahip olmak için daha fazlası olun,” derdi. Şunu hatırlayın; işiniz için harcadığınız enerjiden daha fazlasını kendiniz için harcayın. Yaşamımın uzunca bir bölümünde bu gerçeğin farkına varamadım.

Yeterince ilginç bir biçimde, aynı şirkette çalışan iki farklı insandan biri, ayda fazladan 100 dolar kazanırken, diğeri 1.000 dolar kazanabilir. Aradaki fark ne olabilir? Ürünler aynıysa, eğitim aynıysa, ikisi de aynı literatüre ve araçlara sahiplerse… İkisinin de öğretmeni aynıysa, tazminat planı aynıysa, ikisi de aynı toplantılara katılmışlarsa, biri neden ayda 100 dolar kazanırken, diğeri 1.000 dolar almaktadır? Şunu unutmayın ki fark buradadır… Fark, kişiseldir, içtedir, dışarıda değildir, içerdedir.

Biri bir defasında “Sihir, ürünlerde değil. Sihir, literatürde değil. Sihir, filmde değil. Sihirli bir toplantı olmaz; her şeyi daha iyi yapan sihir içinizdedir ve kişisel gelişim, bu sihrin işinize yaramasını sağlar,” demişti.

Sihir, inançtadır. Sihir, cesarettedir. Sihir, denemektedir. Daha iyi bir geleceğin anahtarı kendinizsiniz.

Jim Rohn